Enkoyu.net

Göreceli izafiyet teorisinin, gelenekçi istifçilikle çelişmesi... Das Kapital'in burjuvaziye parmak sallaması kadar cüret dolu olması... Emek-sermaye çelişkisini barlar ve diskoların diyalektiğinde incelenmesi kadar saçma. Kadına zil takıp oynatan Nike marka ayakkabıları ile daha yükseğe zıplayamamış olmamın erkek oluşumdaki yasası kadar bayat, beyine yayılan enerji içeceğindeki fosfor votka ile sınırları zorluyorken, burn night zoom' da bu haftaki etkinlikleri bilmek, bu hafta ödenecek faturalar için etkisiz kümenin birer elmanı yapar insanı. Kitle imha silahlarıyla kaliteli ürünler pazarının kapışması yani rekabetin doğası çölün üstündeki kumları göçe zorluyorken. Irak o kadar da ırağımızda kalamıyor. Doğal bir erozyon bir reklam filmi tadında sızıyor gözlerimizden. Bir robotun masa örtüsünü hızlı çekişiyle insan yabancılaşıyor ve yalancılaşıyor. Senin için var olanların sana sahip olması kadar özet bir hayatın var. Sudaki kireç oranı ve sakarindeki şeker tadı kadarsın; aradığım, bulduğum ama doymadığım. Arabandaki klima(SA)nın camların açılmamasını öğütlemesi içerdeki ter oranı kadar dışarıdaki insan ve şehir sesine engel olmuş olması demek. Cep telefonun şarjındaki özgürlük kadar hünerli kılıyor seni mutfağındaki doymamış yağın oranında... Mekanik kelimelerle olan dostluğun grup ve clan mantığımız küçük yaşlarda ev yemekleri yerine yediğimiz


tostların ve burgerlerin şansı. Sıkı sıkıya bağlıyız bütün sıkıntılarımıza çünkü onlarla var edebiliyoruz güdülerimizi, ihtişamla sevişiyor kırmızı kıyafetler ve kırbaçlarla rehabilite ediyoruz ruhumuzu. Birilerinin yalanına kızıp duruyoruz. Biz inananlarız. Modernizm, ulus devlet ve vatanımızın bölünmez bütünlüğü... Ve birilerinin matbaalarında yer verilmiyorsa gözlerini gucci ile saklayan sayın er-doğanın ölen bir er için söylediklerine... Yinede elbet daha mühimdir borsadaki son dalgalanma, AB’nin Türkiye raporu ve kum güzelleri... Sarı saydam odalarında orospuların verdiği din kültürü ve ahlak bilgisi dersini bitirelim.

Kitap raflarında arsız sırıtan sırtlanların dilinden arınalım. Yayınevi patronlarının/ kitap kokan burjuva odalarından çıkalım. Bolca ışık! Bolca vitrin! Bolca azot kokusu. Ben bilirim diyenin bildiğini bozmakla, dağıtmakla, avuçlamakla, çizmekle. Görevlendirilmiş bir yığın insandan bahsediyorum size. Ve henüz nefes alabiliyorlar ne güzel değil mi?



Retrieved from "http://aboutus.com/index.php?title=Enkoyu.net&oldid=13904724"